StagnerOshiro897

From LVSKB
Jump to: navigation, search

<a href="http://www.xyeze.com/odev.php">proje</a>

PLATON UN HAYATI

Platon’un hayatı platon, bir bildirime göre 427 yılında, başka birisine göre de perikles’in öldüğü yıl olan 429’da doğmuştur. doğduğu yer için de atina ile aigina (pire körfezinde bir ada) gösterilir. ailesi, atina’nın en eski, en soylu ailelerinden. babası yönünden kral kodros, annesi yönünden ünlü yasakoyucu solon ile ilintisi var. ayrıca kendisi yaşarken de ailesinin atina’da büyük siyasi nüfuzu var: devrin ileri gelen devlet adamlarından kritias ile kharmides yakın akrabaları. platon soyu ve çevresi bakımından tam bir aristokrat. esaslı bir eğitim görmüş; çeşitli öğretmenlerden cimnastik ve müzik dersleri almış. gençliği atina’nın kültürce çok parlak bir dönemine rastladığı için bu büyük gelişmenin, üzerinde büyük etkisi olmuştur. perikles’in hemen ardından gelen bu dönemdeki atina’nın sanat ve edebiyat bakımından yüksek düzeyine platon çok şey borçludur. platon’un zengin sanatçı stili böyle bir atmosferde oluşmuştur. bir sanatçı da olan platon, çeşitli edebi türlerde birçok şeyler yazmış. ama, an latıldığına göre, yazdıklarını beğenmemiş ve daha çok da sokrates’in üzerinde yaptığı çok derin etki yüzünden bunları yakmış. sokrates ile tanışmadan önce de felsefe ile ilgilenmiş; hocası herakleitosçu kratylos imiş. ama yirmi yaşında iken sokrates ile tanışması hayatında gerçekten bir dönüm noktası olmuştur <a href=http://www.xyeze.com/odev.php>ödev </a>. bundan sonra da ölümüne kadar sokrates’in yanından ayrılmamış, onunla çok sıkı, sürekli bir ilgi halinde kalmıştır. platon’un hemen bütün yazdıkları onun büyük hocasına karşı duyduğu derin sevgi ve saygının belirtileriyle doludur. yapıtlarıyla platon, hocasına bugüne kadar bütün canlılığı ile ayakta kalan bir anıt dikmiştir. bu anıt, sokrates’in yorulmak bilmeden bilgiyi araması, irkilmeyen sağlam karakteri, doğruluk ve hak uğruna ölüme gitmesi karşısında platon’un duyduğu hayranlık ve saygıyı dile getirir. sokrates’in ölümünden sonra platon da, öteki sokratesçilerle birlikte, megara’ya eukleides’e gitmiştir. burada kısa bir süre kaldıktan sonra atina’ya dönmüş ve burada, önce dar bir çerçevede, öğretim çalışmalarına başlamıştır. bundan sonra da yolculuklara çıkmıştır. çok yayılmış bir söylentiye göre, platon kuzey afrika’ya da gitmiş. bu yolculuğunda mısır ve kyrene’ye uğramış; mısırlı rahiplerden matematik, astronomi öğrenmiş, kyrene’de de matematikçi thedoros’un yanında çalışmış. platon’un bu yolculuğu yapmış olduğu çok şüpheli. hele anadolu ve iran’ı da gezmiş olduğundan büsbütün şüphe edilebilir. platon’un gerçekten yapmış olduğu, güney italya ve sicilya gezileridir. sicilya’ya platon’un üç yolculuğu var. bu güney italya ve sicilya yolculuklarının platon’un düşünce hayatı üzerinde derin etkileri olmuştur. güney italya’ya platon, atina’da tanımış olduğu pythagorasçıların çalışmalarını yerinde ve yakından tanımak için gitmiş. bu yolculuk, bir yandan ondaki matematik ilgisini güçlendirmiş, öbür yandan da ona dini-mistik görüşler edindirmiştir. pythagorasçılardan edindiği bu etkiler, onun felsefesinin sokratesçi öğe yanında ikinci büyük öğesidir. güney italya’dan sicilya’ya geçen platon, syrakusa’da kralın akrabası dion ile tanışıp aralarında sıkı ve sürekli bir dostluk bağı kuruluyor. platon’a hayran olan dion, bundan sonra, siyasi bir reformu planlaştırması için, onu iki defa sicilya’ya çağırtıyor. ancak bu yolculuklardan hiçbir şey çıkmıyor. üstelik platon güç durumlarda kalıyor, kendini güç bela kurtarıyor. sicilya’dan ilk dönüşünde platon, akademos denilen bölgede ünlü okulu akademia’yı kurmuş, yirmi yıl buranın yönetim ve öğretimiyle uğraşmıştır. 347 yılında, söylendiğine göre, bir akraba düğününde sessizce hayata gözlerini kapamış. platon’dan 35 yapıt, 13 mektupluk bir kolleksiyon, birkaç dialog ile birkaç edebi fragment (bir destan parçası ile bir-iki yergi) kalmıştır. platon’un öğretisini gerçeğine uygun olarak anlayabilmek için bu eserlerin bazı bakımlardan incelenmesi gerekmiştir. bu arada, herşeyden önce, kalan yapıtların gerçekten platon’un olup olmadıkları sorunu ile yapıtların yazılış sıraları sorunu en önemlileridir. 19. yüzyılda başlayan araştırmalar, bu sorunları aydınlatmak için birtakım ölçüler kullamıştır. bunların arasında en güvenilir olanları, ilkçağın –özellikle aristoteles’in– tanıklığı ile dil ölçüsüdür. bu araştırmalara dayanarak platon’un yapıtları ile bunların felsefesinin gelişme dönemlerindeki yerlerini gösteren tablolardan biri şöyledir: gençlik dialogları apologia, kriton, protagoras, ıon, lakhes, politeia ı, lysis, kharmides, euthyphron. geçit dialogları gorgias, menon, euthydemos, küçük hippias, kratylos, büyük hippias, menexenos. olgunluk dialogları symposion, phaidon, politeia ıı-x, phaidros. yaşlılık dialogları theaitetos, parmenides, sophistes, politikos, philebos, timaios, kritias, nomoi. platon bir problem düşünürüdür. elli yıl boyunca düşünüp yazmış, problemlerle didişmiş, bu arada görüşlerini boyuna düzeltip olgunlaştırmıştır. böyle çalışan bir filozofu anlamak için en doğru yol, gelişmesinin izleri üzerinde yürümeye çalışmak olabilir. bunun için, platon’un da, hayatı boyunca düşüncesinin çeşitli dönemlerde geçirdiği gelişmeyi gözden geçirerek, öğretisini anlamayı denemek gerekmektedir. platon’un gelişmesindeki ilk dönem, sokrates’in etkisi altında düşünüp yazdığı dönemdir. onun için bu dönemine “sokratesçi dönem” denir. sokrates ile tanışması platon’un hayatında bir dönüm noktası olmuştur. sokrates’in öğretisi platon felsefesi için çıkış noktasıdır. platon felsefeye sokrates’in anlayışı çerçevesinde girmiş, sonra bunu gittikçe aşarak kendi görüşüne ulaşmıştır. platon’un yapıtlarına şöyle dışarıdan bir bakıldığında bile, sokrates’in hep ön planda olduğunu görürüz. platon’un ilk dialoglarında sokrates, yaşayış ve düşünüşünün bütün canlılığı ve gerçekliği ile ortadadır. burada onun söyledikleri, kendi düşünceleridir. bunları doğrudan doğruya söylememiş olsa bile, kendi düşüncelerine çok yakındır. burada platon, henüz sıkı sıkıya sokrates’in öğrencisidir; bize hocasının görüşlerini anlatmaktadır. onun için platon’un bu ilk dialoglarına, “gençlik dialogları” yanında “sokratik dialoglar” da denir. platon’un bu ilk dialoglarında büyük hocasının kişiliğini ve düşüncelerini büyük bir sevgi ve saygı ile belirtmeye çalışmak istemesinin pratik bir nedeni de vardır: bununla platon sokrates’i sofistlere ve onu sofist sananlara karşı savunmak istemiştir. bu dialoglar ayrıca, sokrates’in sofistlere karşı açmış olduğu savaşımın ileriye götürülmesidir. gençlik dialoglarında platon tam bir sokratesçidir. bunlarda sokrates’in öğretisi gerçeğine uygun biçimiyle gösterilmek istenir, öğretiyi geliştirmek denemesine girişilmez. bu yazılarında platon’un sonraki felsefesi için karakteristik olan “idea öğretisi” henüz yoktur. bir sokratesçi olarak bu döneminde platon’u yalnız erdem ve bilgi sorunları ilgilendirir: erdemin özü ve kavramı, erdemin birliği ve çokluğu, erdemin bilgiye ve öğretilebilmeye olan ilgisi incelediği, çözmeye çalıştığı başlıca sorunlardır. lakhes dialogunda cesaret, politeia ı’de adalet, lysis’te dostluk, kharmides’te ölçülülük, euthyphron’da dinlilik, protagoras’ta erdemin bütünü, özellikle de öğretilip öğretilemeyeceği ve birliği sorunu incelenir. bu gençlik dialoglarının amacı: ahlakın başlıca sorularını, kavramsal bilgiler olarak oluşturmaktır. burada kavram belirlemeleri, tanımlar için, sokrates’te olduğu gibi, tümevarım yöntemi kullanılır: ortaya konan tanımlar, deneydeki tek tek hallerle denetlenir ve ona göre dü zeltilip tamamlanır. yine sokrates’te olduğu gibi, ortalıkta dolaşan doğrulukları, yanlışlıkları eleştirilmemiş görüşleri çürütmek esastır. bütün sokratik dialogların olumsuz bir sonuçla bittiği görülür: yanlış, yetersiz tanımlar çürütülünce dialog da sona erer; araştırmada bir çıkmazla karşılaşılmıştır; ele alınan sorunun doğru yanıtı bulunamamıştır. ama, dikkat edilirse, sorunun yanıtına hiç olmazsa işaret eden birtakım düşüncelerin ortaya konmuş olduğu da görülebilir <a href=http://www.xyeze.com/odev.php>ödev indir</a>. öğreti ve yöntem bakımından tamamıyla sokratesçi olan bu dialoglarda felsefi inceleme parlak sanatlı sahnelerle süslenmiştir. burada, hem şair, hem de filozof platon konuşmaktadır. platon’un sokrates’ten ayrılıp kendi felsefesine doğru ilerlemesi yavaş yavaş olmuştur. bu ilerleme, birtakım basamaklardan geçerek, sonunda platon felsefesi için temel bir görüş olan idea öğretisine ulaşır.